Kahramanmaraş’ta Milli Eğitim’e müdür dayanmıyor.

 Son dört yılda üç müdür değişti; Tahsin, Mesut, Mehmet Emin…

 Bu kadar çok idareci değişikliğinden de istikrar ve huzur çıkmıyor elbette.

 Tecrübeli okul müdürlerinin tasfiyesi, istenmeyen idarecileri soruşturma kılıfı ile tenzili rütbe yapılarak sürgün edilmesi vs. Milli Eğitim Müdürlüğünde çalkantılar devam edip gidiyor.

 Milli Eğitimin içindeki “taht kavgaları”, “bilek güreşleri”, “hukuk mücadeleleri” Kahramanmaraş’ta eğitimi ne hale getirir siz düşünün.

 Maraş’ın eğitimdeki akademik başarısı net olarak açıklanmadı.

 Daha doğrusu açıklanmak istenmedi.

 Zaten öyle övünülecek bir başarıda görünmüyor.

 Neye göre başarılı, başarısız bu da ayrı bir konu.

 Eğitim Denetmenler 2012-2013 Eğitim – Öğretim Yılı sene başı toplantısında İl Milli Eğitim Müdürü Mesut Alkan’ın şu cümlesi eğitimi özetliyor:

 “İlimiz de LYS sonuçlar istediğimiz gibi değil, SBS sonuçları da beklediğimiz gibi değil. Okullarımıza gittiğinizde okul raporlarını değerlendirin. Başarı istatistiklerini değerlendirin. İlçelerdeki öğretmenlerimiz daha çok genç öğretmenlerimiz. Haydi, arkadaşlar dendiğinde gönüllü katılıyorlar. Genç öğretmenlerin etkisi başarıda önemli.”

 Teftişin sonunda öğretmenlerle mutlaka bir çay için, sıkıntılarını paylaşın.

 Bazı öğretmenlerimizin kalacak bir yeri bile yok.

 Onları anlamaya çalışalım.

 Anlayışlı olalım.

 Kızmakla bir yere varılmaz.

 Sevgi dili çok önemli konumunuz itibariyle zaten insanlar size mesafeli davranıyor.

 Bakışlarınızla davranışlarınızla sizde pirim verirseniz böyle olmaz.

 Eğitimde başarı ve başarısızlık öğretmenle başlar öğretmenle biter; çünkü onlar eğitimin bel kemiği, omurgası, lokomotifi.

 Yeni adı ile maarif müfettişleri okullarda rehberlik, danışmanlık yerine cezalandırıcı yani “kelle almak” anlayışı ile hareket ederlerse öğretmen morali motivasyonu sıfırlanır.

 Bugün öğretmenlerin öğrenci üzerinde hâkimiyet sağlayıcı tüm ensturmanları alınmış sadece not verme yetkileri kalmıştır. Bu da sınıf geçme yönetmeliğindeki öğrenci lehine olan not sistemine göre de bir şey ifade etmemektedir.

 Örneğin bir öğrenci, sene sonu bütün derslerin notlarının ortalamasının  yüzde 50’yi bulması halinde sınıfı geçmektedir. Fazlada çalışmasına hiç gerek yoktur. Buradan şu sonuş çıkarılabilir: “Eğitim mecburi,sınıfı geçirmekte mecburi.”

 Kahramanmaraş’ta Milli Eğitimi yakından takip etmeye çalışıyoruz.

 Bazı okullarda öğretmenler hakkında bir kısım velilerin yaptığı lüzumsuz şikayetleri eğitim atmosferini daha da bozmaktadır.

 İki de bir okula müfettiş gelmesi ve öğretmenleri “hizaya dizmesi” ve küçük yaştaki öğrencilerin sıra sıra dizilerek ifadelerinin alınması okulda eğitimden müfettiş ve soruşturma konularının konuşulması ortamı iyice germektedir.

 Dulkadiroğlu’ndaki Anadolu Kız İmam Hatip Lisesinde son bir yılda olup bitenlere bakılırsa eğitimdeki başarısızlığın en önemli sebeplerinden birisinin okulun öğretmenleri hakkında sürekli soruşturmanın yapılması ve her ay bir öğretmene görevden atılma gibi cezaların kesilmesi olduğu açıkça görülecektir.

 Takip edebildiğimiz kadarı ile altı ayda beş öğretmen soruşturma geçirdi. Bunlardan bazısına görevden atılma cezası verildi. Maaş kesim cezası eksildi. İl dışına sürgünleri yapıldı.

 Peki, İmam Hatip’in eğitim başarısı nerededir?

 Geçen yıl yüzde 30’larda gözükmektedir.

 İmam Hatip gibi bir okulda huzur, huzur olan yerde de öğretmen başarılı olur.

 İmam Hatipler çok eleştirilen darbe döneminde diğer liselerle yarışır, üniversiteye yığınla öğrenci sokardı.

 İşte geçmişteki başarının tescillenmiş hali: Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bir İmam Hatipli.

 Soruşturma geçiren öğretmenlerden birisi Ermenilerle ilgili saha çalışmaları ile son günlerde hep gündemde olan, makaleleriyle Maraş’ın kültürel mahfillerinde konuşulan araştırmacı yazar Fahri Kurt.

 Kendisi Kız İmam Hatip Lisesinde uzman öğretmendi.

 HAKSEN diye bağımsız bir sendikanın il başkanı.

 2009 yılında, AK Partiden Fatih Kasabası Belediye başkanlığı için aday adayı olmuş birisi.

 Aday yapılmayınca öğretmenlik görevine dönmüş ve kendini akademik çalışmalara vermiş…

 Yüksek Lisansını tamamlamış, doktora yapmak için uğraşan, sesli düşünen, tartışan, eğitimin sorunlarına çözüm teklifleri sunmaya çalışan birisi.

 Son bir yılda başına gelenler düşman başına.

 İki maaş kesimi, bir sürgün kararı ve bir görevden atılma teklifi ile Milli Eğitim İl Disiplin Kurulu rekor kırmış durumdadır.

 Hakkındaki soruşturmaların araka planına bakılırsa bir komplo olduğu sezilebilir.

 Öğretmenin, müfettiş hakkında, “yanlı ve maksatlı” davranmaktan yetkili makama şikayet etmesi, şikayet eden şahıslar hakkında savcılığa iftira suç duyurusu yapması, okul müdürü İsmail Direk hakkında görevi-yetkiyi kötüye kullanmaktan şikayet etmesi ve öğretmen ve öğrencilere “edepsiz”meydan konuşması yapmaktan suç duyurusunda bulunulması gibi hukuki olaylar bir şeyi işaret ediyor.

 

Milli Eğitimde infaz mı var?

 Bir öğretmenin yetişmesi devletin yaklaşık yirmi yılına ve milyar dolar yatırımlarına mal olmaktadır. İdarenin bu radikal tutumu kaygı vericidir.

 Milli Eğitimde düşünen, araştıran, tartışan öğretmenler olmaz ise başarı nasıl elde edilir?