Şunun şurasında seçimlere sayılı günler kaldı. Dananın kuyruğu on gün gün sonra kopacak. Çok ümitlenenler, çok umutlananlar, kendinden emin olanlar, seçimi çantada keklik görenler, pabucun pahalı olmadığını sananlar, bakalım bekledikleri, umdukları sonucu alabilecekler mi?

Bazen çarşıda pazarda, sağda solda vatandaş bize de soruyor, “Ne olur, kim önde, kim arkada!”

Valla, kim kimin önünde, kim kimin arkasında onu bilemem de, kim kime oy verir onu bilemem de, ben size en iyisi bir hikâye anlatayım da maraza çıkmasın!

Tilki, sırtındaki pirelerden şikâyet edip duruyormuş. Kirpi tilkiye acıyarak, dilerse kendisine yardım edebileceğini, onu pirelerden kurtarabileceğini söylemiş. Tilki ‘istemem!’ deyince kirpi, “neden?” diye sormuş.

Tilkinin cevabı çok trajik; “Sırtımdakilerin karnı doydu, daha fazla ememezler. Yerlerine geçecek olanlar henüz aç olacaklar, onları doyurmak zor olur, o vakit de bende hayır kalmaz!”

 

Halkımın seçmen kitlesinin ekseriyetini oluşturan ‘ehven-i şer’cilerden değilim. Ancak 30 Mart sabahı sandığa gittiğimde, o ortamda herhangi bir partiye, güvenimi kaybettiğim bir parti iktidarını devam ettirmesin diye verdiğim oydan hesaba çekilmeyeceğim.

Oy kullanmak kutsal bir görev. Vatandaşlık görevi en azından.

Bulutların üzerinde geziyorlar, çok havalandılar, bunlara bir ders verilmeli, ayakları yerden kesilmeli, diyenler kadar, ekonomik ve siyasi istikrarı öne sürüp, kalsınlar, bir dönem daha diyenler, ısrar edenler de çıkmıyor değil.

Belediyeler… Bana bünyesinde taşeron işçi çalıştırmayan bir iktidar veya muhalefet partisi belediyesi gösterebilir misiniz? Peki ya ‘asgari ücret’ adı verilen modern çağ köleliği ile mücadele eden bir belediye?

Gösteremezsiniz. Çünkü yok!

 

Herkeste proje. İnternette ne varsa indir aşağıya, al sana proje. Ya da sağdan soldan arakla!

Maşallah ve inşallah projesi olmayan başkan adayı yok.

Çeşit çeşit. Ne ararsan var. Yok yok!..

Bir tarihte de bir arkadaşımız Kale’den şelale gibi su akıtacaktı, kendisi başka yere aktı.

Ve…

Kahramanmaraş Venedik olacakmış. Vay be, bu ne hız azizim! Allah söyletti, oldu bile. Hatırlayın, 10 Mart günü yağan şiddetli yağışlar yüzünden birçok mahalleyi, evleri su bastı. Sokaklar Venedik’ten farksızdı. Yerel gazeteler ve ulusal televizyon kanallarına haber olduk.

Proje bayağı da sükse yaptı yani…

 

Proje istiyordunuz, aha size proje. Ben de aday olsaydım, internetten indirirdim, sekiz-on tane, beş kuruş para harcamama da gerek yoktu, sağ olsun dostlarım  haberimi yapar, reklamımı koyarlardı gazetelerine, sitelerine,  oh gel keyfim gel…

Beleşten, sahaya çıkmadan, oturduğum yerden başkan seçilirdim.

Söz aramızda, seçilirsem, size de bakarım ha!

Ha, nerede kalmıştık!

Sorunun cevabını alalım şekerim, kime oy verelim?

Cevap veriyorum…

En güvendiğiniz, en emin olduğunuz partiye, ranta ve çıkara dayalı hizmeti düşünmeyen adaya!..

Mehmet FİSKECİ