Galibi Vakfı kurucusu 94 yaşındaki Galip Hasan Kuşçuoğlu, Antalya’da tedavi gördüğü hastanede vefat etti.

Kuşçuoğlu, 6 Aralık Cuma günü yaptığı cuma sohbeti ardından rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç‘ın da hastanede ziyaret ettiği Galip Hasan Kuşçuoğlu‘nun dün gece yarısı yaşamını yitirdiği kaydedildi. Ailesi ve yakınları tarafından sabaha karşı hastaneden alınan Hacı Galip Kuşçuoğlu’nun cenazesinin, ikindi namazı ardından İstanbul’da bulunan vakıf külliyesinde defnedileceği belirtildi. 10 yıl önce Antalya’ya yerleşen Kuşçuoğlu, vakıf faaliyetlerini buradan yürütüyordu.

Kahramanmaraş’ta Kurtuluş Mahallesindeki tarihi külliyede manevi çalışmalarını sürdüren Kahramanmaraş Şeyh Ali Sezai Efendi Külliyesi Gâlibi Vakfı temsilcisi emekli  öğretmen Enver Yanık ve arkadaşları acılarının büyük olduğuna dikkat çekerek Galip Hasan Kuşçuoğlu’nun cenazesine katılmak üzere Kahramanmaraş’tan ayrılarak İstanbul’a hareket ettiler.

Galip Hasan Kuşçuoğlu Kimdir ?

1919 yılında Çorum’da derviş anne ve babadan dünyaya geldi.

Çocukluğu, Kadiri ve Rufai Şeyhi Ali Ahıskavi’nin yanında geçen Kuşçuoğlu, 7 târikten icazetli Çorumlu Şeyh Hacı Mustafa Anaç’ın hizmetinde bulunarak ondan tasavvuf ilmi tahsil etmiştir. Amcası H.Bekir Kuşçuoğlu Mevlevi ve Nakşi Şeyhidir. Çocukluğu tasavvufi ortamlarda geçen Galip Hasan Kuşçuoğlu, tek eşli olup ailesinin geçimini mobilya ustalığı ve tüccarlık yaparak temin etti.

Tasavvufa bağlı olan Galip Hasan Kuşçuoğlu 1950 yılında Ali Sezâî Kurtaran’ın Halifesi Kadiri ve Rufai Şeyhi Mustafa Yardımedici’ye intisab(Şeyh i vesile bilerek Allaha verilen söz) etmiş, 1956 yılında halifeliği (icazet) verilmiştir.1993 senesinde Galibi tarikatını tesis etmiş ve sistemleştirmiştir. Çağdaşlığın gerekliliğine dair çeşitli vurgular yapmış olan Kuşçuoğlu ayrıca “Allah vardır diyen herkes Müslümandır. “Peygamberler din getirmemişİslamiyet üzere gelmişler, şeriat getirmişlerdir. Hepsinin şeriatı haktır. Kişi hangi peygamberin şeriatına bağlıysa o isimle anılır (Muhammedi, İsevi, Musevi gibi)” bu düşüncelerin hayat sistemi olduğunu söyler.Şeriatlar arası diyaloğu da savunmaktadır.