Adamın birinin müthiş şekilde başı ağrıyormuş. Dolaşmadığı doktor, gitmediği hastane kalmamış, nafile. Hiçbiri de adamın başının ağrısını kesmemiş, kimse de derdine derman olamamış.

Sonunda bir beyin cerrahının adını vermişler.  Gitmiş. Cerrah adamın kafa röntgenini çekmiş,  üzgün bir şekilde, başını sallayarak; “Senin beynin eskimiş!” demiş.

Aman doktor, insanın beyni eskir mi?”

Her şeyi doktordan daha mı iyi bileceğiz. Doktor da meseleye açıklık getirmiş;

Eskir tabi. Otomobillerin bile motorları eskiyor. Senin de beynin eskimiş. Bakıma alınması lazım!”

Peki, nasıl olacak bu iş!”

Doktor kendinden emin.

Kafatasını açacağım, beynini alacak, onbeş gün burada bakımda kalacak, sonra yine yerine koyacağım

Peki, ben beyinsiz ne yapacağım!”

Doktor gülümsemiş.

Onbeş gün çabuk geçer, idare edersin!”

Mecburen razı olmuş adam. Kafatası açılmış, beynini almış doktor, çekip gitmiş. Onbeş gün sonra gelecek ya…

 

Ama gidiş o gidiş. Onbeş gün geçmiş, bir ay geçmiş, aylar birbirini takip etmiş, adam meydanda yok. Doktor da merak etmiş. “Bu adam beyinsiz ne yapıyor! Acaba başına bir şey mi geldi?” diye endişelenmiş.

Seçim zamanı imiş. Meydana inmiş, bir kalabalık, merak edip karışmış aralarına. Sormuş birine; “Ne var yahu, ne oluyor!”

Seçim var, adayımız konuşuyor ve herkes onu dinlemeye geldi

Doktor merak edip, itiş kakış öne doğru hamle yapmış. Kürsünün yanına vardığında ne görsün, beynini aldığı hasta konuşuyor.

 

Adam kürsüde ver yansın ediyor. Rakiplerinden, seçildiğinde yapacaklarından, projelerinden bahsediyor ve herkes de kendini coşkunca alkışlıyor. “Memleket seninle gurur duyuyor!

Konuşması bitince halk koşup omuzlara almış, gezdirmişler meydanlarda. Ortalık yatışınca doktor adama yaklaşmış.

Hey dostum, beni tanıdın mı?”

Sevinçle cevap vermiş: “Nasıl tanımam, benim doktorumsun!”

O halde neden gelip beynini almıyorsun be adam. Biz sana onbeş gün dedik, aylar geçti, gelmedin!”

Adam, “Boşveeeerrrrr!” diye elini sallamış havada, devam etmiş. “Artık ona gerek kalmadı

Doktor daha da meraklanmış; “Niye!”

Çünkü siyasetçi oldum!”