Belediye meclis üye savaşları… Mehmet FİSKECİ

Dediklerine bakılırsa bugün-yarın belediye meclis üyeleri belli olacak. Maşallah belediye meclis üyeliği için başvurmayan kalmamış.

 

Bir ben eksiğim, bir sayın Mustafa Şirin, bir de Mehmet Taş.

Gerçi bu dostlarım gazeteci, gazetecinin partisi olmaz, onlar partiler üstü olmak, davranmak zorundalar. Bu dostlarıma yakışan da bu zaten.

Bu nedenle başvurmamışlardır. Akil insan onlar.

Merkeze dâhil, her iki ilçe belediye meclis üyeliği için başvuru sayısı herhalde 450’yi bulmuştur. Seçim bürolarının kalabalığı size manidar gelmiyor mu?

*

Neyse, bugün yarın belli oluyor, açıklanıyor.

Aslında kimlerin belediye meclis üyesi oldukları belirlendi. İş formaliteye kaldı. Kim kimin yakını ise, kim kime daha çok yararlı olacaksa, kim kimilerinin sözlerini tutacak, vaadlerini yerine getirecekse, kim kimlere yağdanlık olacaksa, kim kimlerin efendisi olmayı nefsine yediriyorsa, kim kimlerin tavuğuna kışt demeyecekse, aha size belediye meclis üyesi.

Kariyermiş, vizyonmuş, vitrinmiş, liyakat imiş, geç anam babam geç bunları.

Hangi devirde yaşıyorsunuz, sonra siz kimi, kimleri kandırıyorsunuz!

*

Tabi adaylar belirlenirken epey tantana çıkar. Senin adamın, benim adamım tartışması ayyuka çıkar, ki çıkmıştır belki de…

Milletvekillerinin kontenjanı var.

Büyükşehir belediye başkan adayının var. Artık Poyraz’ın esamesi bile okunmaz oldu, önereceği ismi değil belediye meclis üyesi, partiye çaycı bile yapmazlar. Çünkü ettiğini buluyor. Zamanında kendini çok uyardık, etme eyleme dedik, laf dinilemedi. Müstehak! Neyse…

İlçe belediye başkan adaylarının var.

İlçe başkanlarının var.

İlçeler kadın kollarının var.

İlçeler gençlik kollarının var.

Hatırlı zenginlerin, baronların, bu şehirde sözü geçtiği iddia edilen hatta paralel yapının bile kontenjanı varken, kimse haktan – hukuktan adaletten bahsetmesin!

Liyakat diyorsunuz, vazgeçtik.

Hak hukuk diyorsunuz, sizlere ömür.

*

Partilere, seçim bürolarına bakın. Partilerin gezilerine katılan, seçim bürolarını karargâh haline getiren, neredeyse yatağı yorganı seçim bürosu önüne kurmayı düşleyen sözde bu kenti yönetmeye talip iki paralık adamlar, belediye meclis üyesi olabilmek için canhıraş bir savaş veriyorlar. “Ben varsam parti var,  yoksa canı cehenneme!” diyenleri yakında duyacaksınız.

Bana parti içi demokrasinden söz etmeyin, sakın. Üzerim sizi…

Onu araya koyuyorlar, ötekine telefon ediyorlar, ettiriyorlar, “Senin sözünü dinlerler, bir adımızı versen de, belediye meclis üyesi olsak” diyenlerden geçilmiyor.

Adama bakıyorsun, kılıkta kılık yok, konuşma dersen iki kelimeyi bir araya getirmekten aciz, liyakat hak getire, eh, tutmuş illa da belediye meclis üyesi olacağım.

Olacağın da, ne halt yiyecen, ne halta yarayacan, onu sordun mu kendine a benim dang