Atatürk Anıtı’na çelenk sunulmasıyla başlayan etkinlikler, Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’ndeki programla devam etti. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende, TOKİ Duran Karabuğaş Anadolu Lisesi öğrencilerinin hazırladığı şiir dinletisi sunuldu.

 

Mesleğe başlayan öğretmenlerin yemin etmesiyle devam eden törende günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan İl Milli Eğitim Müdürü Mesut Alkan, öğretmenleri, toplumun saat kulelerine benzetti. Alkan, “Toplumlar, şehir merkezindeki saat kulelerine bakarak, saatlerini ayarlarlardı. İşte öğretmenlerimiz de bu saat kuleleri gibidir. İnsanlar öğretmenlere bakıp, kendilerini düzeltiyorlar. Bu nedenle öğretmenlerimiz tüm hal ve hareketleriyle topluma örnektirler.” dedi.

 

 

Alkan katılımcılara şu konuşmayı yaptı:

 

“24 Kasım; Millet mekteplerinin açılışı ve Atatürk’ün başöğretmenliği kabul ettiği gün olarak, 1981 yılından itibaren “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır.Böyle anlamlı bir günde, geleceğimizin manevi mimarı,eli öpülesi insanları olan Öğretmenlerimizin bu  özel gününe katılarak bizleri onurlandırdığınızdan  dolayı teşekkür eder,hoş geldiniz der, saygılarımı sunarım. Günümüz hepinize kutlu olsun.

 

Milletlerin hedefi; her alanda kalkınmış, her alanda müreffeh bir şekilde onuruyla yaşayan mutlu bir toplum oluşturmaktır. Bu hedefe ulaşmak ise; bilgili, kültürlü, teknolojik donanımlı, her türlü ideolojik saplantılardan uzak nesillerin varlığı ile mümkündür. Bu nesli yetiştirecek olanlar da; hiç şüphesiz, sevgi, şefkat ve fedakârlık timsali olan öğretmenlerdir.

 

Çünkü öğretmen, özveriyle çalışarak, hakka ve doğruya götüren, sabrımızın üstadı, hakikat doktoru, toplum düzeninin mimarı, karakterimizin yapıcısı. Ahlakımızın güzelleştiricisidir.

Öğretmenlik mesleği, en saygıdeğer meslektir. Öğretmenlik  bir ihtisas mesleği olmasının yanı sıra,aynı zamanda manevi doyumu yüksek olan bir sevgi ve fedakarlık mesleğidir.İşte bunun için, öğretmene verdiğimiz değer büyük olmuş ve öğretmen eli öpülesi insan olmuştur.Bu konuda hem milli hem de dini kültürümüzde güzel örnekler vardır.

 

Başöğretmen Atatürk “ Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmen ve Eğitimciden mahrum bir millet henüz millet adını bile almamıştır. Ona millet denemez  basit bir kitle denir.” Sözü ile öğretmenin toplumdaki önemini ifade ederken;

“Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır.”sözü ile de öğretmenlerimize olan güvenini

“Cumhurbaşkanı olmasaydım Milli Eğitim Bakanı olurdum.” diyerek mesleğimize ne kadar önem verdiğini göstermiştir.

Peygamberimiz: “Toplumda iki sınıf düzelirse bütün insanlık düzelir. Bozulursa bütün insanlık bozulur. Bunlar yöneticiler ve öğretmenlerdir.” sözleriyle,  bu mesleğin kutsallığını ne güzel ifade etmişlerdir.

 

Fatih Sultan Mehmet vezirini ayakta bekletirken, öğretmenini oturtmuş ve kimsenin önünde eğilmeyen büyük hünkâr, eğilerek öğretmeninin elini öpmüştür.

Yavuz sultan Selim Han; Hocası İbn-i Kemalin atının ayağından kaftanına çamur sıçrayınca¸bir âlimin atının ayağının çamuru benim için şereftir, ölünce bu çamurlu kaftanı kabrimin üstüne örtün diye vasiyet etmiştir.

 

           Değerli meslektaşlarım.

Öğretmenlik mesleğinin değeri ve önemini bizlerin bilmesi, anlaması ve anlamlandırması gerekir. Önce kendi benliğimize, sonra tüm dünyaya haykırmalıyız ki; öğretmenlik mesleği kutsaldır. Zira, Dünyanın en zor ve en önemli  işi, insanı eğitmek ve insan yetiştirmektir. Sizler bu zor işe talip olmuş ve üstesinden gelmiş insanlarsınız. Zoru başarmanın birinci şartı sevgidir. Öğretmenlik mesleği sevgisiz olursa susuz ağaç gibi verimsiz olur.

Bu gün bu ülkede ne kadar yetişmiş insan varsa sizin eserinizdir. Görevinizin önemini ve kutsallığını idrak ederseniz, işinize her zaman olduğu gibi dört elle sarılır yorulmadan çalışırsınız.

 

Göreve yeni başlayan  Genç meslektaşlarım,

Biraz sonra yemin ederek, çok önemli bir göreve ilk adımınızı atacaksınız. Artık sizler de sizleri bu güne getiren öğretmenleriniz gibi, yeni nesiller yetiştireceksiniz. Görevinizi severek yapınız. Çünkü sevgi, her kapıyı açan bir anahtardır.

Eğer  Toplum iyi insanlarla dolarsa, onun şerefi biz öğretmenlerin olacaktır Eğer toplum kötü insanlarla dolarsa, onun vebalı yine biz öğretmenlerin olacaktır.. Şunu unutmayın ki, bizler vebale değil şerefe talip olmalıyız.

Bu millet; bizlerden, bu ülkeyi dimdik ayakta tutacak bilgili, kültürlü, teknolojik donanımlı,  Atatürk  ideallerine bağlı Cumhuriyet nesilleri yetiştirmemiz, içinde yaşadığı  toplumla barışık, milli, insani ve ahlaki değerlerine bağlı devletini, milletini ve bayrağını canından çok seven, basit çıkarlar uğruna iki yüzlü  bir tip değil, sağlam karakterli bir insan olmamız ve bu tipte öğrenciler yetiştirmemizi istemektedir.

 

          Eğitim ordusunun fedakar insanları

Birçok arkadaşımızın görev yaptığı yerler sosyal imkanları yönüyle gönlümüzden geçen gibi olmayabilir. Bizler ülkemizi tanıyor, ülkemizin şartlarını biliyoruz,ülkemizi seviyor ve onun için her türlüğü fedakarlığa katlanacağımız konusunda hiçbir endişemiz yoktur. Bunun bir nöbet görevi olduğu bilincindeyiz. Unutmayalım ki; öğretmenlik sadece geçimin sağlandığı bir meslek değil, fedakârlık, sevgi, hoşgörü isteyen, önderlik gerektiren önemli bir meslektir.

Öğretmenlik bir sevdadır,bir aşktır, heyecandır. Bu kutsal meslek sabır ister, fedakarlık ister,çalışma ister, gayret ister.

Ulu önder Atatürk bizlere yeni nesilleri eğitme görevi verirken, özveriyle çalışacağımıza gönülden inanmıştır. Onun bu güvenini boşa çıkarmadan ülkemize hizmet etmek zorundayız.

Bu duygularla; başta  ulu önder Atatürk olmak üzere ebediyete intikal etmiş öğretmenlerimize Allah’tan rahmet, emekli olan öğretmenlerimize  sağlıklı uzun ömür ve görevdeki öğretmenlerimize sağlık, sıhhat ve başarı dilerken konuşmamı bir öğrencimizin şiiriyle bitirmek istiyorum.”

 

Törende konuşan emekli öğretmen Ahmet Yüzeroğlu ise salondaki katılımcılara duygusal anlar yaşattı. Zaman zaman gözleri dolan Yüzeroğlu, öğretmenleri Mehmetçiklere benzeterek, “Sizler başöğretmenin irfan ordusunun birer fertlerisiniz.” diye konuştu.

 

 

Yüzeroğlu konuşmasına şöyle devam etti:

 

Sevgili genç öğretmen arkadaşlarım… Bütün illerimiz, büyükşehir yapılsa, metropolleşse, yapılar gökleri tırmalasa, caddelerden bulvarlardan tarak dişleri gibi arabalar aksa üstümüze üstümüze… Yıllar sonra bir gün… O bir günün küçücük bir anında birileri apansız karşınıza çıkıverir… “Beni tanıdınız mı öğretmenim, ben falancayım.” der… Ya da çocuklarıyla giden bir anne ta uzaklardan sizi gösterir çocuklarına. Elleriniz öpülmek istenir. Kendinizi bile artık tanıyamaz olduğunuz bir yaşa gelmiş olsanız bile mutlaka ama mutlaka sizi tanıyan biri çıkar karşınıza. Kalbiniz yerinden fırlayacakmış gibi olur şaşırıp kalakalırsınız olduğunuz yerde öylece… Derken bir sevinç sağanağına tutulursunuz. Yonca yonca çile dermiş, çile dokumuş o elleriniz çiçek açar. Yüreğinizde güller, sümbüller, nergisler, laleler, papatyalar pat pat açılır. Gezdiğiniz ve geçtiğiniz yerler çayıra, çimene keser. Çileniz çiçeğe durur ve siz tepeden tırnağa çiçek olursunuz. Hele de benim yaşıma gelirseniz şu andaki gururumu, övüncümü, sevincimi çok görmezsiniz bana.

 

Sevgili genç öğretmen arkadaşlarım, öğretmenlik, önce sevgi, sonra sabır ve umut mesleğidir. Ben kırk yıllık öğretmenliğime doyamadım… Sizlerin karşısında son kez bu konuşma fırsatını veren başta Sayın Vali’miz olmak üzere, beni huzura kabul buyuran, iltifatlarını, takdirlerini esirgemeyen önceki Vali’lerimize, Garnizon Komutanlarımıza, Belediye Başkanlarımıza, Millî Eğitim Müdürlerimize teşekkürlerimi sunmayı vicdani bir borç bilirim.

 

 

 

 

TOKİ Duran Karabuğaş Anadolu Lisesi Müdürü Mustafa Yılmaz ise açılış konuşmasında ise şu ifadelere yer verdi:

 

Öğretmenlik mesleği, her şeyden önce bir ideal, gaye ve bir hizmet mesleğidir. Toprak altına atılan bir tohumun, onlarca tohum verebilmesi için kendisini feda etmesi gibi, bir öğretmen de hayatını bu anlamlı ve şerefli meslek uğruna adayabilmelidir.

 

Bir insanı kurtarmanın, bir âlemi kurtarmak kadar önemli olduğu çok iyi bilinmelidir. Çünkü iyi eğitilen bir insan, huzurlu bir toplum ve mutlu’bir gelecek demektir. Başağın yetişmesine engel, zararlı otlar değil; çiftçinin ihmalidir. Bunun için muhatabı insan olan öğretmenlerin yapacağı bir hatanın telafisi yoktur.

 

Sevgi dolu bir öğretmen ışık demektir. Öğrenciler onu arar, onu sorar. Unutmayınız; kelebeklerini ışığa koştuğu gibi, çocuk yürekler, genç kalpler sevgiye koşar. Bunun için sevgiyi sunanın, sevgiyi hak etmesi gerekir. En çok sevilen öğretmen, en çok seven öğretmendir. Öğretmenliğin itibarını başkaları değil yine öğretmenin davranışı belirler.

 

 

 

 

Mesleğe yeni atanan aday öğretmenlerin öğretmenlik yemininden sonra,öğretmenler tarafından hazırlanan müzik dinletisi sunuldu. Program, şiir, resim ve kompozisyon alanında dereceye giren öğrencilere ödüllerinin verilmesine müteakıben emekli öğretmenlere şeref belgesi verilmesiyle  son buldu.